Denizli’de Ekim ayında geçirdiği seçim sürecinden sonra süratli bir tempo ile çalışmaya başlayan Denizli Sanayi Odası İdare Şurası Lideri Selim Kasapoğlu, bu vakte kadar geçen süreçle ilgili açıklamalarda bulundu.
Denizli Sanayi Odası bünyesinde bulunan 17 meslek komitesinin seçim sonuçları katılaştıktan çabucak sonra toplantılarına başladığını aktaran Kasapoğlu, “Komite toplantılarımız sayesinde her bölümün nabzını tutabilir hale geldik. İhracatçı bir kent olan Denizli’deki endüstricinin ana sıkıntıları ortak. Endüstrici bugün yüksek güç enflasyonu ve baskılanmış döviz kuru ortasında sıkışmış durumdadır. Pandemi sürecinde ve sonrasında satışlarda yaşanan ivme yerini sert düşüşe bıraktı. Bu ivmeyle yeni yatırımlara başlayan endüstrici, kendisini yatırım dostu olmayan bir ortamın içerisinde buldu. Siyaset faizinin düşüklüğüne karşın gerçek faizlerin yüksekliği, yeni yatırımlara mahzur olduğu üzere mevcutların da yarım kalmasına sebep olmaktadır” dedi.
Denizli’nin ihracatının çoğunu Batı ülkelerine yaptığının altını çizen Kasapoğlu, Batı’daki talep daralmasının Denizli üzerindeki etkilerini şu sözlerle açıkladı:
“Batıda yaşanan enflasyon ve savaş global pazarda talep daralmasına yol açtı. Bu talep daralması da Denizli dokuma, hazır giysi ve mermer kesimlerinde önemli bir resesyona neden oldu. Ne yazık ki Avrupa’dan gelen datalar sakinliğin yılın ikinci çeyreğine kadar devam edeceğine işaret ediyor. Güç fiyatlarındaki astronomik artışı fiyatlara yansıtamıyoruz. Baskı altında tutulan kur, maliyetlerin döviz bazında yüksek kalmasına ve münasebetiyle zati alım iştahı düşmüş Avrupalı alıcıya satış yapamamamıza sebep oluyor. Dövizin baskılanması, gitgide daralan Avrupa pazarında ihracatçımızın rekabet gücünü baltalıyor. Tahminen ihracat sayılarımız şimdi artı gösteriyor fakat bu artış hammadde fiyatlarındaki artışa bağlı olarak gerçekleşiyor. Birçok bölümde kilogram bazında üretim, satış ve ihracatın gerilediğini görüyoruz.”
“Enflasyon muhasebesi en kısa müddette uygulamaya geçirilmelidir”
Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için reel sektörün mercek altına alınıp desteklenmesi gerektiğini belirten Kasapoğlu, “Önümüzdeki altı ayda endüstricinin bilanço ve nakit akışlarını denetim altında tutması gerekiyor. Bu süreçte finans dalının ve hükümetin gerçek bölümün taleplerine yanıt verebilmesi kritik değere sahip olacak. Pandemi sürecinde ve sonrasında uygulanan gerçek üretim siyasetleri ile gerçek bölümün iktisada inancı arttı. Bunun sonucunda da yatırım ve istihdam arttı. Bu süreçte yatırım, istihdam ve ihracat sayılarının aşağı istikametli hareketine müsaade vermemek gerektiğini düşünüyorum. Süratli kur artışı ya da volatilite olmamalı lakin dolar kurunun en azından enflasyonla uyumlu bir seyir göstermesi gerekmektedir. Enflasyon muhasebesi en kısa müddette uygulamaya geçirilmelidir, aksi takdirde mevcut şartlarda endüstricinin bilançoları erimeye devam edecek ve gerçekleşmeyen karların vergileri ödenmek durumunda kalacaktır” tabirlerini kullandı. – DENİZLİ
